Konu: gümeli fm |
|
Evet radyomuzu acamiyoruz eger acmak ve yayin yapmak isterseniz, memnun oluruz
|
|
Konu: Söğütcükten Resimler |
|
Söğütcükten Resimler
Sogutcukten resimler; 1. resim Ilanliya dogru. 2. ci resim Gol pinara dogru...
|
|
Konu: deger |
|
Bu sitede 4 yildir gorev yapiyorum.
Sizinde beni iyi tanidiginiza eminim.
Size onceki yazimda da soylemistim ilk yazacak oldugunuz seyden once kendinizi tanitin diye, ama malesef yanlis bilgiler verdiniz.
bebegin.eleskili ve duygu toprak isimli uyeler yani siz ayni kisi oldugunuz halde, iki farkli isimle sitemizde bir seylerin pesindesiniz.
Lutfen bu tutumunuzdan vazgecin, kim oldugunuzu ve bu iki ayri kisi gibi gorunmenizin sebebini aciklayiniz.
Ya da buradan, Gumeliler sitesinden uzak durunuz, iki yuzluluk ve oyunlardan bikmis bir kisi olarak rica ediyorum.
Sizin kim oldugunuz hakkinda bazi fikirlerim var ama , sizden duymak ve hatanizi kabul ettiginizi gormek istiyorum.
Aksi takdirde sizin Gumeliler sitesine girisinizi engelleyecegim. Bilgilerinize...
|
|
Konu: 2010 - 7. Yayla Şenliğimiz İçin Önerilerinizi ve Fikirlerinizi Bekliyoruz. |
|
2010 - 7. Yayla Şenliğimiz İçin Önerilerinizi ve Fikirlerinizi Bekliyoruz.
Daha güzel ve daha anlamlı bir şenlik için neler yapmalıyız?
7. Şenliğin de en az öncekiler kadar güzel olması ve hatta çok daha güzel olaması için neler yapmalıyız?
2010 - 7. Yayla Şenliğimiz İçin Önerilerinizi ve Fikirlerinizi Bekliyoruz.
|
|
Konu: deger |
|
Merhaba bebegin.eleksili isimli uyemiz.
Kim oldugunuzu bundan sonraki yazacak oldugunuz ilk yazidan once herkesin anlayabilecegi bir sekilde aciklayiniz.
Hem sitemizin duzeni hemde sizi tanimamiz acisindan bize yardimci olunuz.
Bu sekilde kim oldugunuzu bilmeden Gumeliler.net sitesinde daha fazla; yazi yazmaniza, konu acmaniza ve yorum yapmaniza izin verilmeyecektir.
Yazacak oldugunuz ilk yazidan once , kendinizi tanitiniz!
Site duzen gorevlisi.
|
|
Konu: Eyfel Kulesi kırmızı-beyaz oldu |
|
Fransa’da süren ’Türkiye Mevsimi’ etkinlikleri çerçevesinde, Paris’in simgesi Eyfel Kulesi’nin cephesi Türk bayrağının renkleriyle ışıklandırıldı.
AA-Paris’in simgesi tarihi Eyfel Kulesi, 5 gün boyunca, saat 20.00’den sabaha dek Türk bayrağının renkleri kırmızı ve beyaza bürünecek.
324 metre uzunluğundaki kulenin ilk 2 katını oluşturan 115 metre kırmızı, üst tarafta kalan 209 metre beyaz ışıklarla süslendi.
Türk bayrağıyla ışıklandırma gösterisinin startı, kulenin tam karşısındaki ’Cafe De L’Homme’da, Türk ve Fransız yetkililer tarafından ortaklaşa verildi. Işıklandırmanın ardından kulenin önünde bekleyen çok sayıda Türk vatandaşı, ’Kırmızı Beyaz En Büyük Türkiye’ sloganıyla etkinliği coşkuyla alkışladı.
Işık gösterisinin başlaması dolayısıyla, Türkiye’nin Paris Büyekelçisi Osman Korutürk, Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk’un da katıldığı bir resepsiyon verdi.
Fransa’daki ’Türkiye Mevsimi’ etkinlikleri, temmuz ayında yine Eyfel Kulesi’nin önünde Anadolu Ateşi dans topluluğunun gösterisi ve Mercan Dede konseriyle başlamıştı.
Eyfel Kulesi, yılda ağırladığı 6 milyonun üzerinde kişiyle dünyanın en çok ziyaret edilen turistik mekanları arasında ilk sırayı alıyor. Kuleyi günde 15 ile 20 bin arasında kişi geziyor.
Gustave Eiffel tarafından 1889 yılında inşa edilen kuleyi, ziyarete açıldığından bu yana gezenlerin sayısının 240 milyonu aştığı tahmin ediliyor.
’Türkiye Mevsimi’ etkinlikleri kapsamında Fransa’da 9 ay süreyle, başta Paris olmak üzere 70’i aşkın kentte 400’ün üzerinde sanatsal ve kültürel faaliyetle Türkiye tanıtılıyor.
kaynak: Yunus DURMUS
|
|
Konu: Ötekiler - Celal Ata |
|
Celal ATA
ÖTEKİLER
ÖTEKİLER
İnsanlık tarihinde sınıflı toplum biçimi başladığından,yani köleci toplum biçiminden bu yana her zaman yönetenler-yönetilenler,ezenler-ezilenler,sömürenler-sömürülenler,zenginler
-fakirler,emekçiler ve kapitalistler olarak genel anlamda hep toplumun iki kesimi olageldi.Sayısal olarak yönetenler ve onların patronları azınlıkta,ötekiler çoğunlukta olmalarına rağmen yaşam;varsılların lehinde yoksulların aleyhinde olarak devam eder.
Egemen yöneticiler yönettikleri insanların uymaları gereken kurallar koyarlar,yasalar koyarlar ve bunları uygulatan kolluk güçleri ve aynı zamanda vergi dediğimiz görevi yapmalarını sağlarlar ki,toplumun büyük çoğunluğunun olmasa da bir bölümünün refahını sağlamak zorunda kalırlar.Buraya kadar olanlar tamamen ekonomik temele dayanmakla birlikte toplumları yönetmenin bir de genel ahlak,tarih,sosyal olaylar,çevre,birbirleriyle birlikte yaşam koşullarını belirleyen etmenler vardır.
Aileden başlayarak en küçük topluluklarda bile "öteki" vardır. Mahallemizde, köyümüzde, kasabamızda ve tüm toplumumuzda bir kısım "ötekiler" vardır.Elbette bu ayrım sadece bizim toplumumuz da değil diğer tüm sınıflı toplumlarda da var,ama gelişmiş toplumlarda çok belirgin değildir.Toplumların eğitimi yükselip bireyin önemi anlaşıldıkça bu ötekileştirme de kısmen azalacaktır.
Daha önceki yüzyıllarda batı toplumlarında egemen kilise ve aristokrat yöneticiler için avam(halk) ötekilerden oluşuyordu ve savaşlardan ve açlıktan sefil olup kırılanlar ötekilerdi.Doğu toplumlarında da durum farklı değildi.Egemen güçler halkı da birbirlerine ötekileştirmenin yolunu onların yasal zorunluluk veya geleneklerini yenileştirerek de bunu yapıyorlardı ve sürekli propoganda ve baskıyla istediklerini öğretiyorlardı.Çünkü böylesi onlar için daha kolay ve daha kalıcı idi.Yapılan iş genelde halkın sayısal çoğunluğunun elde tutulması idi ki,bu çoğunluk egemen kültürle beslenmeliydi.
Erkek egemen toplumda kadın "öteki"dir.Evde olmalı,çocuklarıyla ilgilenmeli,eşinin cinsel ihtiyaçlarını karşılamalı,mutfak işlerini yapmalı ve erkeğine itaat etmeli.Yani erkek egemen olacak kadın boyun eğen olacak.Toplumlarda da günümüz de dahil kadınlarla erkekler eşit yurttaş statüsünde değildirler.Yasa önünde eşit olsalar bile cinsel ayrımcılık ve değişik şekillerde taciz şekilleriyle "öteki" olmaya devam etmekteler.kadınların öteki olması kırsal alanda çok daha fazladır ve devam etmektedir.
Asıl olarak demokrasi azınlığın haklarını da korumak kendilerini ifade etme özgürlüğüne sahip çıkmaktır. Bu çağdaş demokrasidir. Ülkeler genelinde işçiler ve diğer emekçi kesimler de haklarını tam alamamakta,almalarını önüne bir yığun engel çıkarılmakta ve baskı altında tutulmakta iken emeği sömürülerek ötekileştirilmektedir.
Dinsel anlamda çoğunluk dininin veya mezhebinin özgürlüğü geniş tutulurken diğer azınlıktaki dine mensup insanların dinsel yaşamları kısıtlanmaktadır veya etnik çoğunluğun milliyeti üstün tutularak aynı saflarda olması gereken azınlıktakiler de ötekileştirilmektedir.
Bizim ülkemizde sünni Türkler en üstün,alevi Türkler ötekidir.Türk kökenliler üstün,Kürt,Ermeni,Rum ve diğerleri de ötekilerdir.Veya Amerikalılara göre kendileri en üstün diğer yoksul ülkeler ötekilerdir.Aynı ülkede zenciler de öyle.
Siyasi partilerde de durum aynıdır.Çoğunluğu olan partinin yönetimine göre ve yapatıkları yasalara göre radikal sol ve sağ partiler de ötekilerdir.Toplumun çoğunluğunun sağda olduğu toplumlarda kendi gelenekleri ve yerleşik düzenleri birinci sınıf,diğer solcular ve çevreciler,eşcinseller "ötekiler"dir.Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Yani aslında toplumun genel anlamda büyük çoğunluğu insani düzeyde bir başkasını ötekisi olmazken,yönetimler tarafından kışkırtılarak ötekileştirmenin içinde bulmaktalar kendilerini.İnsanların eğitim düzeyi düşükse bu propogandaya hemen kapılmakta ve komşusuna öteki olarak bakabilmektedir.
Gerçek anlamda,çağımızın insan haklarına dayalı demokrasileri ancak "ötekiler" diye bir ayrımın ortadan kalktığı zaman ve insanları hiçbir ayrıma tabi tutmadan birlikte kardeşçe yaşamanın mutluluğunun getirilerini anlayan ona göre yönetimler oluşturduğumuzda dünya daha güzel olacak.İçimizdeki incitmeyen insanı yaşatmalı ve geleceği ayrımsız kurmalıyız.
Alintidir.
Mezitli gazetesi
|
|
Konu: Güme Spor |
|
GÜME SPOR
GÜME SPOR - YAPINTI SPOR KARSILASMASI.
SONUC: GÜME SPOR KAZANDI
Gizli-Mesaj | Mesajı Görebilmek için ilk önce üye olmanız gerekmaktedir,sonra Teşekkür edebilir yada Cevap Yazabilirsiniz...! |
|
|
Konu: Bayramlik |
|
BAYRAMLIK
Akşam olmuş iftar zamanı gelmişti.iki kız bir oğlan çocuk damda bekliyorlar ezanın okunmasını.Haççe kadın iftarlık için sıkma ve börek yapmış,akşam yemeği de ocakta hazır neredeyse.Ahmet ağa da işlerini bitirmiş geldi eve.Önce çocuklarıyla biraz vakit geçirdi ama hüzünlendi ardından.Çocuklar şimdiden babalarından "bayramlık" istemekteler....Eve girdi,oturdu hanımın karşısına hüzünlü biraz ve anladı haççe kadın "neyin var amet,hayvanlara bişey mi oldu?" meraklandı kadın."yok" dedi Ahmet ağa "çocuklar bayramlık istediler de...ne yapacaz bilmiyom"
Bu yıl traktörcüye borcunu geciktirdi,gübre borcunu ödeyemedi ve hatta kahveye bile ödeyemedi çay parasını..."bilmiyom amet,bana da dediler ama ne diyeceğimi bilemedim ben de.Belki abamların çocuklarının giymedikleri varsa..hani yeni geldiler ya fransadan.Bi söylesem mi?" Ahmet ağanın zoruna gitti bunu duymak..üzüldü içten içe.Keşke o da gidebilseydi bir fransaya böyle olmazdı.."iyi madem bir konuş bakalım abanla"..
Yine akşam ve aynı saatlerde adam tam otobüse binecek evine gidecekken insanların başka bir kuyrukta beklediklerini gördü,sordu "nedir bu kuyruk?" ve öğrendi ki "iftar çadırı".Otobüsten vazgeçti o da kuruğa girdi ve kurulmuş masalarda boş bir yere oturdu.Baktı çevresine,hepsi hemen hemen kendisi gibiydiler.kadın, erkek ve çocuklarıyla doldurmuşlar masaları ve bekliyorlar ezanın okunmasını...
Çok yorgundu,akşama kadar fabrikadacanı cıkmıştı çalışmaktan,azar işitmekten.Alacağı maaşını düşündü beklerken,hesap yaptı.Elektirik,su,kira,tlf,bakkal borcu...yetmiyordu.Çocukların okul eksikleri..bir de şimdi "bayramlık" isterler.
Ezan okundu ve başladılar hep birlikte yemeye iftarlıklarını....Yemekler güzeldi güzel olmasına da nedense hiç kimse gülümsemiyordu...!Kimbilir herkes kendisi gibi mi düşünüyordu,yani borçlarını,yani yarın ne olacaklarını..Düşündü birden adam,en iyisi yarın ve sonraki günlerde çocuklarını da getirmeliydi.
Hem bütçeye katkı,hem de bir değişiklik olurdu onlar için.Ama aklına hep "bayramlık"lat takılıyordu,o işi nasıl halledecekti de çocuklarını sevindirecekti,işte asıl mesele bu....!!!
Parti yöneticisi,milletvekili,sözü dinlenir,önemli adam.Yardımcısı kulağına eğildi adamın "bugün o otelde o beyin iftar daveti varmış"..Gülümsedi vekil "tamam,gideriz..hergün başka yerde olmak iyi.Başkanın yanında bir yer ayırtsınlar"..tamam dedi yardımcı.Aslında vekil sıkılıyordu böyle şeylerden.Ama bu işler böyle yürüyordu,hergün davete icabet etmek artık neredeyse gelenekselleşmişti.
İftar vaktinden önce orada oldular,başkanın yanındaydı,gülümsüyorlardı,başlarını sallıyorlardı her selam verene.Sofrada neredeyse "yok yok"tu.Ve herkess gülümsüyordu iftarı açarken...
Vekil davetten eve döndüğünde yorgundu.Karşılandı kapıda ve oturdu salonun bir köşesine.Ne güzel bir evi vardı,kendine yetecek kadar(!)da maaş,Allaha şükür...!Hanımı geldi oturdu karşısına "nereye gidelim bu bayram bey?" dedi,"hiç konuşmadık,işin de çok diye demedim bişey".Vekil,arkadaşlar bir tatil yeri ayarlamışlar,başkanla birlikte gideriz,sen merak etme."bayramlık bişeyler istiyorlar mı diye sormama gerek yok çocuklar için değil mi?"..."zaten çocuklar arkadaşlarıyla italyaya gitmeyi düşünüyorlarmış iznin olursa" dedi kadın."tamam,bizim adımızı kötü yerlerde andırmasınlar da nereye giderlerse gitsinler."
Akşamları da birgün eve erken gidebilse bey.Hergün de toplantı,toplantı.Yok vekiller,yok yabancılar,yok holdng yöneticiler....İşten başını kaşıyacak zamanı yok beyin.İyi ki oruç filan tutmuyordu,yoksa nasıl dayanırdı bu kadar zaman.Sekreteri girdi kapıdan izin istemek için,iftara annesigile gitmesi gerek.Bey tamam dedi,söyle arkadaşlara son bir gözden geçirelim işlerin gidişini.
Toplantı başladı.Bey herkesi dinledi.Yeni fabrika yeri için bld.başkanı be bakanla görüşülecek, Z fabrikasındaki grevin olmaması için bakanla gerekirse görüşülecek,avrasyadaki ve uzakdoğudaki adamlarla mutlaka anlaşmanın yolu aranacak,......
Neyse ki eve geldiğinde hala ayakta ve onu bekleyen eşi var.Ne var ne yok..tan sonra kahve belki ardından bir yudum viski..Hanımıyla da uzun uzun sohbet edemiyor ki bey,o kadaraz ki zamanı.Hanımefendi biraz tereddütlü ama yine de söylemek istiyor "bey,bu bayram için diyorum,artık bir değişiklik yapıp hindistan'a mı gitsek.Her yıl avrupaya gitmekten sıkıldım,ne dersin?" deyiverdi.Bir kahkaha patlattı adam "ilahi hanım,canın nereye isterse oraya gideriz.Ama sana bir bayram hediyesi aldım,Amerikada şu ünlülerin olduğu yerden bir villla aldım,umarım beğenirsin" hanımefendinin ağzı kulaklarında öpüveriyor beyinin yanaklarından..Çok sevindi "bayramlık" villası için.
Hava karanlık,biraz da soğuk..Şimdi nöbette memet.Arkadaşları iftar için karavanaya kaşık sallıyorlar.Az önce ona da bir zeytin getirdi bir parça ekmekle arkadaşı.bir saate kadaroperasyon için hazırlıklar da yapılacak ve memet de gidecek.Orada o beş dakikada aklına o kadar şey geliyor ki memedin.Memlekette ailesiyle olmayı,teravide köylüleriyle,gece karanlığında ay yüzlü yavuklusuyla olmayı ...ne çok isterdi.Ama görev,ama vatan,ama eşkiyalar,ama hainler......ölümler..şehitler...!
"SINIFSIZ,İMTİYAZSIZ KAYNAŞMIŞ BİR MİLLETİZ"
Alintidir;
Celal ATA
|
|
|