Rütbesi: 39 [?]
Tecrübe Puanları: 1.684.599
Sonraki Rütbe: 1.757.916
önceki mesajın devamıdır
Bu memleket siyasetle falan bi ilerleme kaydedemez. Siyaset yalandan ibarettir. Hatta bununla ilgili bi deyim dolaşır dillerde. Bi kimse diğerini kandırmaya çalışsa- siyaset yapma kardeşim- derler. Temsilci diye seçilenlerin oldukları yerde kalabilmek için iç ve dış güçlere peşkeş çekmekten ve bir de kendi keselerini doldurmaktan başka bir planları yok.eleştirimin hedefi herhangi bir hükümet ve parti değil, genelleme yapıyorum.Bu memleketin kaderi 3-5 siyasinin elinde olamaz.
. Ortada bir film( binlerce demek daha doğru) dönüyor. Bu filmde baş rol oyuncusu olmasakta filmin içindeyiz. Kayıtsız kalamayız, sadece konuşmakta bir şey ifade etmez, dedem de konuşuyor oturduğu yerden. Öyle sokaklara dökülüp -kahrolsun ABD, kahrosun pkk. vs deyince Beyaz Saraydakiler bizi duyunca--aaa bakın Türk gençleri kahrolsun ABD diyor, hadi hep beraber kahrolalım-- demiyecekler. İyi de furkan bunlarla bizim kafamızı niye ağrıtıyorsun demeyin. Birgün bizim, çocuklarımızın, torunlarımızın yaşayabileceği bir Türkiye kalmazsa(Allah korusun) başımızı duvarlara vururuz ama ne fayda. Sadece daha bilinçli olmamız için söyledim. Yoksa bu vatanı öyle kolay vermeyiz önce bizi ortadan kaldırmaları lazım. Gerekirse bir Çanakkale Destanı daha yazarız. Allah yazmak zorunda bırakmasın.
Toparlamak gerekirse vermek istegim mesaj su ki: Gelecekte uluslararası arenada söz sahibi olmak istiyorsak geçmişimizi öğrenelim. Geçmişten bize miras bir takım tecrübeler kalmış, onları iyi tahlil edelim ki; dostumuzu düşmanımızı bilelim, sıfırdan başlayıp vakit kaybetmeyelim, ömür kısıtlı. Aynı hataları tekrarlamanın bir manası yok. Sonra dünyanın şu anki durumunu öğrenelim, bir de en önemlisi kendimizi kısıtlamayalım, büyük düşünelim. Hangi işi yapıyor olursak olalım hedefimiz dünyanın en iyisi olmak olmalı. Yaptığımız işte öncü olmazsak, sürekli diğerlerini yakalamak için koşardururuz. Tabi bu nereye kadar sürer.Bir zaman gelirki artık takip de edemez oluruz. . Milletimiz adına bir özeleştiri yapayım -- kitap okumuyoruz --(okuyanları tenzih ederim) kendimin çok kitap okuduğunu iddia etmiyorum. Herkes en son ne zaman güzel bir kitap okuduğunu ve o kitaptan istifadesinin ne olduğunu kendine sorsun. Bilgi çağında yaşadığımızı iddia ediyoruz -neyi ne kadar biliyoruz, bildiklerimiz ne kadar doğru-sorguluyor muyuz hiç? Kulaktan dolma bilgilerle yaşayıp gidiyoruz. Fikir dünyamız boş olduğu için bizleri çok çabuk kandırıyorlar, ayakta uyutuyorlar. Propagandalara açığız. Koca koca adamlar tv de karşımıza çıkıyor ve 70 milyonun gözlerinin içine baka baka yalan söylüyorlar. Öyle yalanlar ki fareler bile güler(duyabilselerdi). O yüzden derim ki medyanın söylediklerini duymazlıktan gelin veya tam tersini anlayın. Medya zaten tam bir felaket, en büyük silah. Çünkü medya vasıtasıyla kitleler güdülüyor, evet resmen güdülüyor. Milletimi tenzih ederim, koyun değildir ama koyun yerine konuluyor. Nasıl düşüneceğimizi, ne yiyeceğimizi, ne giyeceğimizi, seçimlerde kime oy vereceğimizi medyamız propaganda yoluyla tayin ediyor mu etmiyor mu? Çok açık söylüyorum kendimize ve ÇOCUKLARIMIZA televizyon konusunda biraz kısıtlama getirmezsek güdülmeye mahkumuz. Düşünce dünyamızı daraltıyorlar. Neyse o konuya girmeyeceğim sayfalara sığmaz. Tv ye alternatif kitap gibi muhteşem bi dost var.
Nerden nereye geldik. Konu çok genişledi mi dağıldı mı bilmiyorum. Takdir sizin. Çok fazla bir şey söyleyebildiğimi düşünmüyorum. Bunları söylerken herhangi bir düşünce sisteminin propagandasını yaptığım falan yok. Hocalarımdan ve aydın insanlardan bugüne kadar edindiğim bilgileri sentez ederek sizlerle paylaştım. Yanlışlarımı düzeltirseniz , eksiklerimi(süphesiz çok var) belirtirseniz sevinirim. Sabrınız için teşekkür ederim.
